Rüya Görme Halleri

Rüyalar genel anlamda 5 ayrı şekilde sınıflandırılır. Bunlar; gün içinde kurulan hayaller, normal rüyalar, uyanık zannedilerek görülen rüyalar, saydam rüyalardır ve kabuslardır.

Bu rüya türlerini tek tek inceleyecek olursak;

Hayaller:

Rüyalar hakkında yapılan çalışmalar göstermektedir ki; bir çok insan gün içinde ortalama 70- 120 dakika civarında hayal kurmaktadır. Bu süre zarfında, birey yarı uykuda yarı ayık durumda olur. Bu nedenle hayal ve gerçeği tamamıyla ayırt edemez. Bu hayaller bireyin istediği ve inandığı düşünceleri, hafızasındaki güzel anıları, gelecek ya da bugün ile ilgili fantezilerini ve hayal gücünün ürünleri ile harmanlanmıştır.

Bu özellikleri nedeniyle; gün içinde gördüğümüz hayaller, araştırmacılar için merak konusu olmuştur. Araştırmalara göre; birey rüya anında hipnotik bir trans halindedir.

Hayaller; bireyin yaratıcı gücünü ortaya çıkarmakla birlikte, bireyin realiteden uzaklaşmasına neden olur. Bireyin sahip olduğu derin düşünceleri, hayatla ilgili kaygılarını açığa çıkarır. Hayaller, öncelikle negatif durum ve olaylar çerçevesinde yoğunlaşır, daha sonra birey bunları yenmek adına bilinçaltını devreye sokarak kötü durumları pozitifleştirmeye çalışır.

Hayallerin birey üzerindeki bir başka işlevi de bazı başarılara imza atmasını sağlamasıdır. Bir çok başarılı birey, kurduğu hayallerin peşinden giderek başarılı bir kariyere ve hayata sahip olmuştur. Örneğin bir çok atlet öncelikle, gireceği yarışta birinci olmanın hayalini kurmuş, ünlü iş adamları yapacakları seminerler öncesinde kurdukları hayallerle kendilerini mental açıdan hazırlamışlardır. Görüldüğü üzere; gördüğümüz hayaller gerçek hayatımızda bizi daha iyi yerler taşımaları açısından da önemli bir yere sahiplerdir.

Normal Rüyalar:

Birtakım uyku hastalıklarına sahip olmayan tüm bireyler her gece uykuları esnasında rüya görmektedirler. Görülen bu rüyalar, beyin tarafından yönlendirilen REM uykusu esnasında ortaya çıkarlar. Günde ortalama 8 saat uyuduğumuz düşünülürse, yaklaşık 100 dakikalık bir süre zarfında rüya görürüz, genellikle daha uzun, hatırlanan ve etkin rüyalar uyanmanıza yakın ortaya çıkarlar.

Uyku anında gördüğümüz bu normal rüyalar, alt benliğimizin farkına varabilmemiz adına bize önemli mesajlar vermektedirler. Bu rüyalar, düşüncelerimize, günlük hayattan tecrübelerimize ve hatıralarımıza dayanmaktadır. Rüyalarımızın ana kaynağı olan alt benliğimiz; korkularımızdan, endişelerimizden, isteklerimizden ve hayal gücümüzden beslenmektedir.

Şeffaf Rüyalar:

İlginç yönleri ve esrarengiz oluşumu ele alındığında en ilgi çekici rüya tiplerinden biri şeffaf, yani uyku esnasında farkındalığın olduğu rüyalardır. Bu rüyalar, gelişigüzel biçimde normal rüyaların değişime uğramasıyla oluşabilirler. Bu tarz rüyalar, farkındalığın olduğu normal rüyalar şeklinde de adlandırılabilirler. Bu rüyalarla ilgili yapılması ve bilinmesi gereken şey, rüya esnasında gerçeklik ve hayal dünyasının ayırımının yapılabilmesidir.

Bunun yanı sıra şeffaf rüyalar, olayları sizin yönetip yönlendirmeniz aracılığıyla da ortaya çıkabilir. Bu teknik yaklaşık 1000 yıl önce, Tibetan Buddhists tarafından ortaya atılmıştır ve bugün farkındalığın olduğu rüyalar şeklinde literatüre girmiştir. Bu rüyaların oluşumu meditasyon halindeyken ve uyku felci halindeyken de gözlenebilir.

Özetle; şeffaf rüyalar için; yönetimini sizin gerçekleştirdiğiniz, olaylarını sizin kurguladığınız ve kontrolünü %100 elinizde bulundurduğunuz rüyalardır diyebiliriz.

Yalancı Rüyalar:

Daha önce Bill Murray’in ‘Groundhog Day’ adlı filmini izlediyseniz, bu tip rüyalar hakkında bilgi sahibisiniz demektir! Yalancı rüyalarda, normal şekilde uyandığınızı zannedip, banyoda elinizi yüzünüzü yıkayıp, kahvaltınızı yaptıktan sonra aslında uyanmadığınızı fark edebilirsiniz. Bu nedenle bu rüyalar sizi yanıltabilir. Rüya türleri arasında en gerçekçi olan bu rüya türü günlük hayatta yaptığınız aktivitelerin rüyanızda yer almış halidir.

Bunun yanı sıra bu rüyalar sizi şok edici güce de sahiptirler; çünkü gördüğünüz şeyin yaşandığına ve gerçekliğine tamamen inanmaktasınızdır. Örneğin; aynaya saatlerdir bakmaktasınızdır ve yüzünüzün bundan 20 yıl sonraki halini görmüşsünüzdür ya da araba sürdüğünüzü ancak çevrenizde başka hiçbir arabanın olmadığını fark etmişsinizdir. Bu durumlarda öncelikli olarak bunları yaşadığınızı düşünürsünüz ancak biraz vakit geçip uyandığınız anda bu olayların hayal ürününüz olduğunu görürsünüz.

Kabuslar:

Batı ülkelerinde, kabuslar genel olarak normal rüyalar kategorisi içinde değerlendirilmişlerdir. Kabus görme esnasında, birey rüyada olduğunun farkında değildir ve bilinçaltı bireyin gördüklerini gerçek olarak değerlendirmektedir. Bazı kabuslar son derece gerçekçidirler, bu nedenle rüyada görülen olaylar bireyin acı çekmesini tetikler.

Rüya tabircilerine göre, rüya esnasında bir canavarı ya da karanlık bir yöne sahip herhangi bir canlıyı kovalamak, rüyayı gören kişinin yaşadığı herhangi bir olaydan ötürü birine yakalanmaktan korktuğuna işarettir.

Yine yapılan araştırmalara göre, çocukların yetişkinlerden daha fazla kabus gördüğü ortaya çıkmıştır. Görülen kabusların asıl nedeni yaşanan birtakım hastalıklar, stres, travmatik olaylar, ilaçlar ve alkoldür.

Peki kabusları engellemenin yolu nedir?

Görülen kabusların önüne geçmenin en efektif yolu, gördüğünüz kabusların ve bu kabus sembollerinin farkına varıp, bir dahaki sefere bu tarz rüyaları gördüğünüzde rüyanızı kontrol altına alıp yöneterek korkularınızı yenmektir. Örneğin rüyanızda bir canavar gördüyseniz ve bu durum sizi korkutup etkilediyse bir daha aynı canavarı gördüğünüz zaman aslında rüyada olduğunuzu ve korkmamanız gerektiğini kendinize empoze edebilirsiniz.